emanetçi, şiir, deneme, öykü
Dinlemek için lütfen tıklayınız ve açılan kutucukta
emanetçi dükkânı > denemeler > suçlu ben miyim?
...eski aşklar emanetçisiyim ben
nice öyküler taşırım yüreğimde
hiçbirinin sahibi yok
tek kahramanıyım öykülerimin...


...yanlış öğretmişler bize
en çok
yüreği üşürmüş insanın
tutan olmazsa eğer
ellerinden...
suçlu ben miyim?

Yalnızca, yalnızlık sözcüğünün içini doldurdu hayatıma girenler. Tek marifetleri hayatımı çoğullaştırmak oldu bir süreliğine. Zaten ulaşamadılar daha ötesine de. Ben iken biz olduk. Yalnızca sözcüklerde. Peki ya yüreklerde?!

Bazen düşünüyorum: Ben mi onları kullandım; onlar mı beni?! Evet; kullanmak veya kullanılmak! Çok kötü ve yaralayıcı bir tanımlama. Bir eşya gibi; insanlar için kullanıldığında. Ama, bildiğim kadarıyla daha iyi anlatabilecek bir sözcük yok. Tanımlamalara takılmamak gerek. Kelime oyunudur pek çoğu. Nereye isterseniz oraya çekebilirsiniz. Esas olan fiili uygulama; siz ona bakın! Yaralayıcı olan o değil mi? Söz ya da yazı uygulamaya döküldüğünde, tüm tanımlamalar anlamını yitirmiyor mu? Yitiriyor elbette. Bundan sonra, kağıt üzerindeki tanımlamanın ne kadar masum ve soyut olduğunu görüp, hep kağıt üzerinde kalmış olmasını dileriz. Lakin çok geçtir artık. 

Onların istedikleri birilerinin(ben ve benim gibilerin) hayatındaki kalabalığın içinde sıradan biri olmak mıydı? Değilse eğer, sanırım ben onları kullandım. Hem de hiç düşünmeden. O halde suçluyum ben! Bir ya da birkaç veya kaç taneyse artık, insanlık suçu işledim. Yargılanmalıyım, hesap vermeliyim; hatta belki, cezalandırılmalıyım!

Etrafımda bunca insan varken, hiçbirine değmeden iliklerime kadar işlemesi, delip geçmesi içimden hoyrat rüzgârın, işlediğim bu suçların cezası mıdır? Hiç kimsenin siper olmaması önümde nedendir? Neden hep tek başıma direniyorum,
Sayfa 1 / 2 >>>
© 2008 - 2010 Emanetçi.